Kelaynak, genellikle kayalık ve yarı çöl olan kuraklık bölgelerde yaşamlarını sürdürmektedirler. Diğer bazı kuş türlerine göre biraz daha iri yapılılar ve suda, çamurda rahatlıkla yürüyebilirler. Gagaları ince ve uzundur, kanatları ise 120- 130 cm çapındadır. Adlarının kelaynak olması başlarının üzerinde tüy bulunmasından kaynaklanmaktadır. Renkleri ise, siyahımsıdır, ancak güneşin vermiş olduğu parlaklıkta mavi, kavuniçi ve parlak yeşile kayabilmeketedir.
Genelde bu kuşlar, akrep, çekirge, danaburnu, yılan, karınca ve örümcek gibi hayvanlarla beslenirler ve ot yemezler. Yuvalarını yüksek yerlere yapmayı tercih ederler ve kendileri yırtıcı hayvanlardan korurlar.
Kelaynak kuşları, uygulanılan zirai ilaçlardan oldukça fazla etkilendiklerinden, pek çok avcı tarafından uygun olmayan dönemlerde avlanmalarından ve göç ettikleri süreçlerde olumsuz hava koşullarından dolayı sayılarında günden, güne azalmalar görülmektedir. Göç olayının ardından geri dönüş yapmayan kelaynak kuşları için orman ve köy işleri bakanlığı tarafından, Bilecik'te kelaynakların üremesini sağlamak ve neslinin kaybolmasının önüne geçmek için muhtelif istasyon kurulmuştur. Kurulan bu istasyonda ilk önce iki ergin ve dokuz minik yavru kuş, zararı olamayan ağlar ile yakalanılır uygun kafeslere alınır. 1977 yılında üretime başlanılır ve sadece yağsız kırmızı et, haşlanmış yumurta, rende yapılmış havuç ve çeşitli yem karmaları ile beslenmesi sağlanır. 1999 yılına gelindiğinde 52 adet olan kelaynak kuşu üreme yapmaları için serbest bırakılır. Üreme sonrasında 23 adet yavru elde edinmiş ve sayıları toplam olarak 75'e kadar ulaşmıştır. Bu kelaynaklardan bir kısmı çeşitli hayvanat bahçelerine gönderilip koruma altına alınmıştır ve bir kısmı da doğaya salınmıştır. Kelaynak kuşlarının kutsal sayıldığı çeşitli ilçelerde özellikle de Bilecik ve çevresi bu kuşlar için hala festivaller düzenler ve kuşların neslinin tükenmemesi için halk elinden gelen çabayı gösterir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder